Messari araştırmacıları, yeni paralel Ethereum Sanal Makineleri’nin (EVM) kripto topluluğunda büyük bir popülarite kazandığını belirtti. Bu sanal makineler, aynı anda birden fazla işlemi işleyebilme yeteneği sayesinde ağların işlem kapasitesini önemli ölçüde artırıyor. Uzmanlar, bu teknolojinin, sadece gelişmiş ölçeklenebilirlik sunmakla kalmayıp, aynı zamanda EVM ekosistemiyle tam uyum sağlayarak, akıllı sözleşme platformlarının yapısını kökten değiştirebileceğini belirtti. Bu tür startuplar arasında Sei, Monad ve MegaETH öne çıkıyor.
Geleneksel sanal makinelerin aksine, işlemlerin sırayla işlendiği sistemlerin aksine, paralel EVM’ler daha karmaşık bir mimari kullanıyor. Uzmanlar, bu yapının verimliliği ve performansı önemli ölçüde artırdığını ifade ediyor. Bu da, yüksek işlem sıklığı gerektiren merkeziyetsiz uygulamalar (dApps) için bu ürünleri cazip hale getiriyor.
Bu teknolojiye hem kullanıcılar hem de yatırımcılar büyük ilgi gösteriyor. Paralel EVM’lerin en büyük avantajlarından biri, mevcut EVM ağlarıyla uyumlu olmaları. Bu, geliştiricilerin yeni mimariye geçişini kolaylaştırırken, halihazırda oluşmuş kullanıcı tabanı ve likiditeye erişimi de sağlıyor.
“Ancak, zorluklar da yok değil. Paralel EVM kullanan birçok proje hâlâ test aşamasında, bu da başarılı bir şekilde hayata geçirilme konusunda belirsizlik yaratıyor. Ayrıca, SVM ve MVM gibi alternatif sanal makinelerden kaynaklanan ciddi bir rekabet de mevcut. Bu alternatifler, daha hızlı ve daha ucuz çözümler sunabilir,” diye vurguladı araştırmacılar.
Araştırmacılar ayrıca Ethereum’daki blokların yarısından fazlasının paralel işleme uygun olmadığını, bu durumun ağların ölçeklenebilirliği üzerinde belirli sınırlamalar getirdiğini belirtti. Yine de, teknolojiye duyulan büyük ilgi ve gelecekteki potansiyeli, daha fazla gelişim ve benimsenme için önemli itici güçler olabilir.